Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
38 Cards in this Set
- Front
- Back
PHRASES WITH "in"
|
"in" li İfadeler
|
|
in silence
|
sessizlik içinde
|
|
in fashion
|
moda
modaya uygun |
|
in cash
* by credit by check/ cheque * on the installment |
nakit olarak
* çekle * taksitle |
|
in order
|
sıralı
sırasıyla düzenli |
|
in practice
* in theory |
uygulamada
pratikte * teoride |
|
in pain
painful |
acı içinde
|
|
in the end
finally eventually |
sonunda
|
|
in my opinion
|
bence
bana göre benim fikrimce |
|
in a moment
soon shortly |
yakında
birazdan az sonra |
|
in the past
formerly previously |
geçmişte
eskiden |
|
in a hurry
in a rush |
acele içinde
aceleyle telaşla |
|
in particular
particularly especially |
özellikle
bilhassa |
|
in ink
|
mürekkeple
mürekkepli kalemle |
|
in love
|
aşık
|
|
in peeces
|
parçalar halinde
parça parça |
|
in tears
|
göz yaşları içinde
|
|
in time
|
1-zamanla
2-zamanında |
|
in danger
in jeopardy |
tehlikede
tehlike içinde |
|
in demand
|
talepte
talep görmekte revaçta rağbette istek almakta |
|
in turn
|
sırayla
sıra ile sonra sonradan |
|
in person
|
bizzat
şahsen yüz yüze |
|
in conclusion
|
son olarak
sonuçta neticede |
|
in the circumstances
|
bu durumda
bu koşullarda bu koşullar altında |
|
in the suburbs
|
şehir dışında
varoşlarda şehrin dış mahallelerinde |
|
in captivity
|
esaret altında
tutsak |
|
in general
on the whole |
genelde
genel olarak genellikle |
|
in trouble
* get into trouble * get out of trouble |
başı dertte
başı belada * başını belaya sokmak * başını beladan kurtarmak |
|
in vain
for nothing |
boşuna
boş yere boşu boşuna |
|
in advance
beforehand |
önceden
peşinen |
|
in short
briefly |
kısaca
|
|
in progress
|
devam etmekte
sürmekte ilerlemekte |
|
in tune
|
detone olmadan (insanların şarkı söylemesi)
akortlu (müzik aleti için) uyum içinde, uyum haline (ses olarak) |
|
in sight
|
görünürde
|
|
in dept
|
borç içinde
borçlu |
|
in public
|
herkesin önünde
halk içinde halka açık yerlerde |
|
in common
* have in common |
1- yaygın
2- benzer ortak * ortak yöne sahip olmak benzer, ortak yönü olmak |
|
in error
|
yanlışlıkla
|