Use LEFT and RIGHT arrow keys to navigate between flashcards;
Use UP and DOWN arrow keys to flip the card;
H to show hint;
A reads text to speech;
141 Cards in this Set
- Front
- Back
teen (teenager)
|
13-19 yaş arası kimse, ergenlik dönemindeki kişi
|
|
life
|
hayat, yaşam
|
|
hiking
|
yürüyüş
|
|
mountain bike
|
dağ bisikleti
|
|
bossaball
|
voleybol, futbol, capoeira ve jimnastik karışımı bir spor
|
|
zorbing
|
büyük bir plastik topun içine girerek bir yamaçtan aşağı yuvarlanarak yapılan spor
|
|
snowshoeing
|
raketle kar yürüyüşü
|
|
snow tubing
|
şişme yuvarlak bir bot üzerinde yamaçtan kayma
|
|
adjectives
|
sıfatlar
|
|
exciting
|
heyecan verici
|
|
interesting
|
ilgi çekici
|
|
unusual
|
sıra dışı
|
|
trendy
|
popüler
|
|
ridiculous
|
saçma, aptalca, gülünç
|
|
boring
|
sıkıcı
|
|
try
|
denemek
|
|
handlebar
|
gidon
|
|
seat
|
sele
|
|
brake lever
|
fren kolu
|
|
frame
|
gövde
|
|
brake
|
fren
|
|
mudguard
|
çamurluk
|
|
gear
|
vites
|
|
chain
|
zincir
|
|
pedal
|
pedal
|
|
tire
|
lastik
|
|
bike parts
|
bisiklet parçaları
|
|
recording
|
kayıt
|
|
true
|
doğru
|
|
false
|
yanlış
|
|
correct
|
düzeltmek, doğrusunu yazmak
|
|
hanging out with friends
|
arkadaşlarla takılmak
|
|
black
|
siyah, kara
|
|
silver
|
gümüş, kurşuni
|
|
riverside
|
nehir kenarı
|
|
near
|
yakın, yakında, uzak olmayan
|
|
neighbourhood
|
mahalle, çevre, etraf
|
|
go cycling
|
bisiklet sürmeye, binmeye gitmek
|
|
father
|
baba
|
|
be good at sth
|
bir şeyde iyi olmak
|
|
fixing
|
onarmak, düzeltmek, tamir etmek
|
|
usually
|
genelde
|
|
daily
|
günlük, her gün olan, yapılan
|
|
routine
|
hergünkü, rütin
|
|
walk to
|
yürüyerek bir yere gitmek
|
|
drive to
|
arabayla bir yere gitmek (sürerek)
|
|
get up
|
kalkmak
|
|
early
|
erken, erkenden
|
|
have lunch
|
öğle yemeği yemek
|
|
have x breakfast
|
kahvaltıda x yemek, olmak
|
|
milk
|
süt
|
|
honey
|
bal
|
|
Time expressions
|
zaman ifadeleri
|
|
adverbs of frequency
|
sıklık zarfları
|
|
in the morning
|
sabahleyin, sabahları, sabah vaktinde
|
|
in the afternoon
|
öğlen, öğlenleri, öğlen vaktinde
|
|
in the evening
|
akşamleyin, akşamları, akşam vaktinde
|
|
noon
|
öğle, öğle vakti
|
|
midnight
|
gece yarısı
|
|
at night
|
geceleyin, gece vakti
|
|
always
|
her zaman
|
|
usually
|
genellikle, çoğu kez
|
|
often
|
sık sık
|
|
sometimes
|
bazen, arada sırada
|
|
hardly ever
|
neredeyse hiç, kırk yılda bir, çok nadir
|
|
never
|
hiç, hiçbir zaman, asla
|
|
parents
|
ebeveynler, anne – baba
|
|
mother
|
anne
|
|
teacher
|
öğretmen
|
|
outside the city
|
şehir dışında
|
|
brother
|
erkek kardeş, abi
|
|
high school
|
lise
|
|
little
|
biraz, az şey
|
|
far away
|
uzak, uzakta, uzağa, uzaktan
|
|
about yourself
|
kendiniz hakkında
|
|
family members
|
aile üyeleri, fertleri
|
|
how old is x
|
x kaç yaşında
|
|
Italian
|
İtalyalı, İtalya ile alakalı, İtalyan
|
|
clock
|
saat
|
|
have a shower
|
duş almak
|
|
brush
|
fırçalamak
|
|
teeth
|
dişler
|
|
egg
|
yumurta
|
|
orange juice
|
portakal suyu
|
|
pancake
|
krep, gözleme
|
|
afternoon
|
öğleden sonra
|
|
rest
|
dinlenmek, istirahat etmek
|
|
for a while
|
bir süreliğine, kısa bir süre için
|
|
have dinner
|
akşam yemeği yemek
|
|
listen to music
|
müzik dinlemek
|
|
watch TV
|
televizyon izlemek
|
|
take notes
|
notlar almak
|
|
different
|
farklı
|
|
energetic
|
canlı, hareketli
|
|
loud
|
yüksek (ses)
|
|
unbearable
|
dayanılmaz (kötü), katlanılacak gibi olmayan
|
|
mostly
|
çoğunlukla
|
|
ticket
|
bilet
|
|
terrific
|
şahane, olağanüstü, mükemmel,
|
|
impressive
|
etkileyeci
|
|
voice
|
ses
|
|
p.m. (post meridiem)
|
öğlen 12 ve gece 12 arasındaki zaman dilimi
|
|
I’d love to
|
çok isterim, bayılırım
|
|
rest of x
|
x in geri kalanı, devamı
|
|
preferences
|
tercihler
|
|
prefer
|
tercih etmek
|
|
live music show
|
canlı müzik gösterisi
|
|
beach
|
sahil, kumsal
|
|
news
|
haberler
|
|
online
|
çevrimiçi
|
|
be alone
|
yalnız olmak, kalmak
|
|
wear
|
giymek (elbise, ayakkabı), takmak (gözlük, takı)
|
|
fashion clothes
|
moda kıyafetler
|
|
casual clothes
|
gündelik kıyafetler
|
|
appropriate
|
uygun
|
|
every
|
her, her biri
|
|
twice
|
iki kez, iki defa, kere
|
|
three times
|
üç kez, üç defa, kere
|
|
once a month
|
ayda bir kez, ayda bir defa, kere
|
|
fruit
|
meyve
|
|
fast food
|
ayaküstü yenilen yemek
|
|
junk food
|
sağlıksız ama hızlı ve kolay yenilebilen yiyecek
|
|
magazine
|
dergi
|
|
headphones
|
kulaklık
|
|
untidy
|
dağınık, düzensiz, toplu olmayan
|
|
habit
|
alışkanlık, huy
|
|
pen
|
kalem
|
|
cover
|
kapak
|
|
create
|
yaratmak, oluşturmak
|
|
music band
|
müzik grubu
|
|
prepare
|
hazırlamak
|
|
draw
|
çizmek
|
|
design
|
tasarlamak
|
|
following
|
aşağıdaki, takip eden
|
|
performer
|
sanatçı, oyuncu, icracı, müzisyen
|
|
instruments
|
çalgı aletleri
|
|
song titles
|
şarkı isimleri
|
|
hearth
|
ocak, şömine çevre döşemesi
|
|
heart
|
kalp, yürek
|
|
interview
|
görüşmek, söyleşi yapmak, görüşme, söyleşi
|
|
related to x
|
x ile ilgili
|